Boşanma Davası Açılırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Dava açılmadan önce boşanmaya karar verildikten sonra birçok konunun gözden geçirilmesi gerekmektedir. Özellikle dava açacak olan eşin, parasal birikimini yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Boşanma avukatı tarafından müvekkillere bahsedilecek olan bilgiler ışığında:

-Boşanma davası açılırken en azından 6 ay geçimini sağlayabilecek miktarda maddi geçim kaynağının olup olmamasına dikkat edilmesi gerektiği bilgisi yer almaktadır. Sonuç olarak bu yola çıkılmadan önce maddi konumun sağlamlaştırılması gerekmektedir.

-Boşanma davası açan kadınlar, tedbir nafakasını da hesap edebilirler. Ancak tedbir nafakası gecikmeli olarak gelebilmektedir. Bazı yazışmaların gecikmesi sonucu bazen Tedbir Nafakası 15 gün yerine 1 ile 1,5 ayda da sonuçlanabilmektedir. Ancak nafaka yükümlüsü eşin, borcunu ödemek istememesi halinde icra takibi açılması zorunlu tutulmaktadır. Bu da nafakanın tahsili süresini uzatmaktadır. Bu yöndeki bekleme sürelerini de dikkate alarak en azından belirli bir birikim ile yola çıkmak gerekmektedir.

-Eşlerden hangisinin evi terk edeceği gibi hususlar bu süreçte oldukça önemlidir. Çünkü boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin artık birlikte yaşaması sıkıntılı bir hal alabilmektedir. Yargıtay kararları gereği, boşanma davası açılmasına rağmen eşler çok uzun süre birlikte yaşamışlar ise birbirlerini affetmiş sayılmaktadır. Dolayısı ile bu geçerli bir boşanma sebebi olmayacaktır. Bu sebeple yeni bir evin satın alınması veya kiralanması gibi hususların düşünülmesi gerekmektedir.

Bir başka husus ise eşlerin boşanma davası süresince bilgili olması ve araştırıcı olması da her iki taraf için sağlıklı bir karar olacaktır. Tüm bu bahsedilen hususların yanında zorlu geçecek olan boşanma sürecinde eşlerin psikolojik destek alması çok önemlidir. Bunun nedeni, sağlıklı bir karar verebilmek adına sağlıklı bir ruh oluşumuna zemin hazırlamaktır. Bu tür konularda daha fazla bilgi almak için Eskişehir boşanma avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.

Boşanma Davalarında Hâkim Hangi Hususlara Dikkat Etmektedir?

Boşanma davalarında, ne kadar haklı olunursa olunsun dava sonucunda hayal kırıklığına uğranabilmektedir. Bu durumun yaşanmasının en önemli sebebi: Hâkimi yaşanmış olayların ispatı konusunda kusursuz ya da daha az kusurlu olduğunuz konusunda ikna etme zorunluluğunuzdan kaynaklanmaktadır.

Aile birliği içerisinde olumsuz olaylar olmasına rağmen dava sonucunda talepler kabul edilmiyor ise ispat konusunda bazı sıkıntıların yaşandığı bir gerçektir. Boşanma davalarında, genel olarak ispatta sıkıntı yaşanabilmektedir. Çünkü aile içerisinde yaşanan sorunların ispatı konusunda tanık bulmak oldukça zordur. Boşanma davalarında genel olarak tanık deliline dayanılmaktadır. Çünkü mahkeme huzurunda, yaşanan olayların ispatı gerekmektedir. Bu konuda Eskişehir avukat danışmanlığında gerekli ispatların ne şekilde yapılacağı hakkında bilgi alabilirsiniz.

Mahkemelerin en çok dikkat ettiği husus ise tanıkların tanıklıklarının görgüye dayalı olmasıdır. Yani mahkemede dinletilecek tanık, görgüye dayalı değil de çevreden veya sizden duyduklarını mahkeme huzurunda anlatacaksa kararda esas teşkil etmeyecektir. Peki görgüye göre tanıklık derken ne kastedilmektedir? Görgüye dayalı olan tanık, o anki durumu kesinlikle görmüş olan kişi anlamına gelmemektedir. Örneğin aile birliği içerisinde yapılmış olan kavgaları, sesleri duymuş olan bir yakının da mahkemede dinletilebilmesi mümkündür. Bu kişinin tanıklığı da görgüye dayalı olarak kabul edilecektir. Veya şiddete maruz kalınması durumunda yakınlara gösterilen morluklar vs. Görgüye dayalı tanıklık olarak kabul edilen hususlar arasındadır. Tanık, delil dışında başka ispatlar da boşanma davalarında önem arz etmektedir.